30 Haziran 2009 Salı

DAUM YENİDEN KADIKÖY'DE


Luis Aragones ile yollarını ayıran Fenerbahçe'de, Christoph Daum dönemi resmen başladı. Alman teknik adam, Fenerbahçe Şükrü Saracoğlu Stadı'nda düzenlenen törenle sarı-lacivertli kulüple 3 yıllık sözleşme imzaladı.
İmza töreninde ilk olarak söz alan başkan Aziz Yıldırım, sarı-lacivertli kulüpte Christoph Daum ile yeni bir dönem başladığını söyledi.
Daum ile çalıştıkları 3 sezonda 2 şampiyonluk aldıklarını hatırlatan başkan Yıldırım, "2 yıllık bir ayrılıktan sonra bu sene tekrar kendisiyle anlaşarak, yarım kalan işi halletmek için bir araya geldik. Kongrede bir söz verdik, dedik ki ‘Fenerbahçe 3 yıl şampiyon olacak.' Bu sözümüzü yerine getirmek için Daum ile anlaştık. Kendisine güveniyoruz" diye konuştu.
Hem Türkiye'de hem de Avrupa'da başarıya koşacak bir kadro kurmayı hedeflediklerini belirten Yıldırım, "Transfer çalışamalarımız devam ediyor. Sayın Daum'un istekleri doğrultusunda eksiklerimiz varsa gerekli yerelere gerekli isimleri de alacağız. Yeni dönemin hem hocamıza hem de kulübümüze hayırlı olmasını diliyorum" ifadelerini kullandı. Aziz Yıldırım'ın ardından söz alan Daum ise sözlerine Türkçe başlayarak, "Bugün Fenerbahçe'de yeniden sizinle birlikte olmaktan dolayı çok mutluyum. İnşallah Fenerbahçe şampiyon, ben çok mutluyum. Efsane Başkan Aziz Yıldırım'a ve yönetime beni evime geri getirdikleri için teşekkür ediyorum" dedi.
Fenerbahçe'de imkanların çok iyi olduğuna dikkat çeken Daum, "Bu imkanları kullanarak başarılı olacağız. Takımın ruhu çok önemlidir ve eminim Fenerbahçe en güçlü takımı sahaya sürecektir. İlk hedefimiz Türkiye şampiyonluğu" şeklinde konuştu. NTVSPOR

29 Haziran 2009 Pazartesi

Leo Franco 1 Temmuz'da Cim Bom'da




Galatasaray Futbol A.Ş Genel Müdürü Adnan Sezgin, yeni sezon için anlaşılan Arjantinli kaleci Leo Franco'nun 1 Temmuz'dan sonra İstanbul'a geleceğini açıkladı.
Sezgin'in Hollanda kampında GS TV'ye yaptığı açıklamalar kulübün internet sitesinde de yayınlandı. Sezgin, daha önce gizlice İstanbul'a getirdikleri ancak bugüne kadar kulüp tarafından resmi bir açıklama yapılmayan Leo Franco transferini doğruladı.
Hollanda'da kamp yapan takımın kafilesinde 33 futbolcu bulunduğu belirtilerek, kadro yapısıyla ilgili verebileceği bir tüyo olup olmadığı sorulan Sezgin, ''Şimdi bunun dışında genç oyuncularımız da var, U-21 ve U-19'un maçları var. Dolayısıyla ayın 16'sında milli takım kampına gidecek oyuncularımız olabilir. Bunun dışında sakatlarımız var ve yeni katılacak olanlarımız var, mesela Nonda, Kewell ve Leo Franco ayın birinden sonra İstanbul'a gelecekler. Sağlık muayenesinden sonra da kampa dahil olacaklar'' dedi.

UEFA Kupası 2. Ön Eleme Turu'ndaki rakipleri FC Tobol'u izlemek için Kazakistan'a bir görevli gönderdiklerini bildiren Sezgin, ''Oynayacağımız takım Rus sınırına yakın bir yerde, İstanbul'dan altı buçuk saatte gidilen bir yer. Çok iyi koşullar olduğu söylenemez. Onların bir avantajı şu an ligde 11. maçlarını oynadılar. Bugün de maçları vardı. 4-1 galip gelmişler. Biz de bir arkadaşımızı izlemek için oraya gönderdik. En hazır bir şekilde rakibimizin karşısına çıkmak için her yöntemi kullanıyoruz'' diye konuştu. NTVSPOR

28 Haziran 2009 Pazar

OLİMPİK MİLLİ FUTBOL TAKIMIMIZ




İtalya’nın Pescara kentindeki Akdeniz Oyunlarının açılış töreni bugün yapıldı, ama dün Futbol takımımız, çıktığı ilk maçta Fransa’ya 2-0 yenilerek oyunlara havlu attı.

Üçlü grupta Fransa ve Malta ile aynı grupta olduğumuzdan, grup birincilerinin yarı finale çıkacağından dolayı şansımız kalmadı.

Gökhan DEĞİRMENCİ–Kayserispor

Rıdvan-Karşıyaka-Beşiktaş
Serdar KESİMAL-Köln
Serdar AZİZ-Bursaspor
Hasan Ali-Mainz

Yiğit GÖKOĞLAN-Manisaspor
Necip UYSAL-Beşiktaş
Furkan ÖZCAL-Kayserispor
Eren ALBAYRAK-Bursaspor

Burak ÇALIK-Altay
Şahin AYGÜNEŞ-Kasımpaşa

Tertibiyle çıktığımız maçın her iki devresinde yediğimiz gollerle maçı 2-0 kaybettik. Bundan sonra biz ve Fransa’nın Malta ile birer maçı var.

Göze batan futbolcularımızın değerlendirmesi;

Gökhan DEĞİRMENCİ:
Kaleci Gökhan’a goller dışında pozisyon gelmedi. Kendisini gösterebilecek bir maç değildi Gökhan için. Gollerde hatası yoktu. İlk golde top kaleciler için çok pis tabir edilen yere gitti. İkinci golde ise 2 hücum oyuncusuyla karşı karşıyaydı.

Rıdvan ŞİMŞEK:
Beşiktaş’ın transferini bitirdiği Rıdvan’ın görüntüsü klasik sağbekler gibi. Tıknaz, hızlı ve güçlü. Beşiktaş Recep ÇETİN’den sonra iyi bir sağbek buldu diyebiliriz. Rıdvan’ın artıları çok fazla. Topla çok hızlı ve seri hareketleri ard arda yapabiliyor. Ortaları da çok etkili. Dün onun savunduğu kanattan akın yemedi takımımız. Ayrıca hücumda da etkiliydi Rıdvan. Beşiktaş iyi bir oyuncu kazandı. Başarılar dilerim.

Serdar KESİMAL:
Takımımızda beni en heyecanlandıran adamlardan biriydi. Serdar, Köln altyapısında görev yapıyor ve eski klasik Liberoların özelliğini taşıyor. Top ayağındayken soğukkanlı. Yer tutmada ve topsuz oyunda iyi, tekniği üst düzeyde olduğu için, atakları geriden başlatabilmesi artı özellikleri.
(Kayserispor transfer etmiş Serdar’ı, bence büyük bir iş başarmış. 3 Yıl sonra, Milli takımımızın tandemini Kayserililer oluşturabilir. Eren ve Serdar)

Serdar AZİZ:
Ben, Serdar AZİZ’de, yıllar öncesinin Van Gobel’ini gördüm. İnanılmaz güçlü ve atletik bir futbolcu. 18 yaşında olmasına rağmen fiziği mükemmel. Ayrıca gelişime açık biri olduğunu belli ediyor. İyi bir savunmacı için her özellik var Serdar’da. Yolu açık olsun.

Yiğit GÖKOĞLAN:
Sağ açık oynadı dün akşam. Güç, hız ve tekniği bünyesinde barındıran nadir futbolculardan. Birkaç pozisyonda kendini gösterdi. Üzerinde durulursa çok iyi yerlere gelebilecek bir futbolcu. Galatasaray’ın göz hapsinde olduğu söyleniyor. Bir yıl daha oynamalı Manisa’da.

Necip UYSAL:
Milli takımımızda topun en çok yakıştığı ayaklara sahip futbolcusu. Akıllı, sürekli dikine oynayan, tekniği üst seviyede olan Necip takımda işi en zor olan futbolculardan biri. Çünkü bu özellikler Beşiktaş’ta oynamasına yetmez. Çok ama çok çalışmalı.

Özgür ÇEK:
Fenerbahçe’de alt yapı konusunda devrim yapmasını beklediğim, ama bence çok yanlış bir kararla Ankaraspor’a gönderdiği eski futbolcusu. Benim en ümitli olduğum gençlerden birisi. Futbol için yaratılmış bir adam. Dün yedekti. 60 tan sonra girdi oyuna. Kendisini gösteremedi dün. Özgür’ün esas kendisini göstereceği şampiyona önümüzdeki aylarda yapılacak. Bekliyoruz Özgür’ü.

Diyeceksiniz ki, e be kardeşim, takımımız bu kadar iyiydi de, neden yenildi. Hep söylüyorum. Bunun cevabı yedek kulübesinde gizli. Fransa’nın kenar yönetimine bakıyorum. Futbolcular dışında 6-7 tane değişik yaşlarda, cinsiyetlerde teknik ekip elemanı, bizim kulübeye bakıyorum; eşofmanı boynuna asılı, adeta “Ben ne geziyorum” burada diye bağıran tek tabanca Hami MANDIRALI. Fransa’nın ilk golünün 18-19 pas sonucu oluştuğunu söylesem bir fikir oluşabilir kafanızda! Demek ki adamlar çalışıyorlar.
Biz ise “ALTYAPIYA ÇOK ÖNEM VERİYORUZ” - SEDAT TAHİR - AJANSSPOR

TARAFTAR SİLDİ



Aslan’ın olay adamı Lincoln, Galatasaray Yönetimi’nin ardından, taraftarın da tamamen gözünden düştü.

Sezon açılışına yine katılmayan, menajeri Wittmann vasıtasıyla, “Dönmüyorum” mesajı gönderen Brezilyalı yıldızın sözleşmesinin tek taraflı feshi için Sarı-Kırmızılı idareciler kolları sıvamıştı. Lincoln sözünün arkasında durup bugün de dönmezse, hem boşa çıkacak hem 4 ay hak mahrumiyeti cezası alacak hem de kulübe milyonlarca Euro tazminat ödemeye mahkum olacak.

Ama bunun dışında, ona her fırsatta sahip çıkan taraftar da artık bıkmış durumda. İşte bu fotoğraflar daha dün Galatasaray’ın kamp yapmak için gittiği Hollanda’da çekildi. Bir gurbetçi, sırtındaki Lincoln yazısını siyah bantla kapamış, “Onu artık bu takımda görmek istemiyoruz” diye haykırıyordu.

Hepsinin görüşü ortak

İnternet siteleri ve taraftar forumlarında dün yazılan yorumlarda da hep ortak bir görüş vardı: “Lincoln geri dönmesin. Onu istemiyoruz. Lütfen sesimizi duyun...” SPOR3

VUVUZELA AŞKINA



Konfederasyon Kupası´nda Vuvuzela adı verilen çalgı, statlarda tahammül edilemeyen bir gürültüye sebep olurken, taraftarların ise bundan vazgeçmeye niyetleri yok.

Fanatik Gazetesi'nin haberine göre; Güney Afrika’da düzenlenen Konfederasyon Kupası’na damgasını vuran Afrika’daki ismiyle ‘Vuvuzela’ adlı boru, turnuvada stadyumu dolduran seyircilerin ellerinden düşmüyor...

Özellikle de maçları ekranları başından izleyenler için statlardan adeta sinek vızıltısı sesi çıkıyor.

Güney Afrika’nın kimi yerlerinde bu boruların yasaklanması için panolara ‘Vuvuzelalar yasaklansın’ şeklinde afişler bile asıldı. Ancak bir taraftan da Güney Afrikalılar, bu borunun kendileri için bir yaşam tarzı olduğunu ifade ediyor.

FIFA Başkanı Sepp Blatter ise, “Statlardaki sesin farkındayız. Ancak bir konsere gittiğinizde daha fazla sesin çıktığı kesin” dedi.

2010 DÜNYA KUPASI'NDA DA OLACAK

2010’da Dünya Kupası’na da ev sahipliği yapacak olan ülkede organizasyon şefi Danny Jordaan, “Seyircilerin bundan vazgeçeceğini sanmıyorum. Tarihin en gürültülü Dünya Kupası’na tanıklık edeceksiniz” yorumunu yaptı.

Yaklaşık 12 TL’ye satılan Vuvuzela, 61 cm boyunda ve sadece 110 gram ağırlığında. Ayrıca İspanyol ve İtalyan taraftarların da ellerinden düşürmedikleri bu borular, önümüzdeki sezon Avrupa’ya da sıçrayabilir.

Vuvuzelalı bir kupa- UĞUR MELEKE

Futbolsuz geçen yaz günlerinin ilacı Konfederasyon Kupası...
2003’te ev sahibi Fransa aynı zamanda kıta şampiyonu olduğu için bir kontenjan açılmış, dünya ikincisi Almanya katılmak istemeyince Türkiye’ye sürpriz bir bilet çıkmıştı. Turnuvayı Foe’nin hazin kaybı gölgelemiş, ama bizim üçüncü olup madalya takmamız iyi hatıralar bırakmıştı zihnimizde. (Tabii başarı hanemize Tuncay’ın gümüş ayakkabıyı, 4 rakibinin elinden ekstra bir asist yaptığı için almasını da eklemek lazım)
Turnuvanın 2009 versiyonunda ev sahibi G.Afrika, Dünya Şampiyonu İtalya ve 6 kıta galibi var bu kez... Ama bu turnuvaya damga vuran katılımcı 8 takım değil, Afrikalıların durmaksızın çaldığı vuvuzelalar oldu. Bu enteresan alet, tribündekilerin, tv başındakilerin hatta futbolcuların bile konsantrasyonunu darmadağın etmiş durumda. Brezilya karşısında kendisine gelen pası görmeyerek ikinci gole neden olan Amerikalı Beasley bile suçu vuvuzelaya attı: “Hayatımda böyle bir hata yapmadım. Donovan korneri atarken bana seslenmiş ama gürültüden dolayı onu duyamadım” demiş Rangerslı oyuncu...
2010 Dünya Kupası’ndaki 63 maçı bu dayanılmaz gürültü altında izlemek istemeyen Türk sporseverler de FIFA’nın dikkatini çekmek için “banthevuvuzela.blogspot.com” adında bir site kurmuşlar. Blatter, bu sesin “Afrika’nın sesi” olduğunu söylüyor, bence de haksız sayılmaz ama televizyon başındaki Afrikalıların da vuvuzelanın gürültüsünün hangi boyutlara geldiğini fark edeceğini ve bir düzenleme talep edeceklerini düşünüyorum ben. MİLLİYET

İÇKİ SİGARA TATLI YASAĞI


Macarlar'ın dünyaca ünlü kalecisi Gabor Kiraly'in takımı Alman 1860 Münih, futbolcularına sigara, içki ve tatlı yasağı getirdi.

Takımın teknik direktörü Ewald Lienen, futbolcuların alkol almalarını, sigara içmelerini ve tatlı yemelerini yasakladı. Yasaklara uymayan futbolculara ise ağır cezalar uygulanacağını açıkladı.

Lienen, tatil sonrası takımın kampına gelen futbolcuların kilolarından ve fiziklerinden memnun olduğunu, takımın başarısı için herkesin özveride bulunması gerektiğini, profesyonel sporcuların bunlara uymaları gerektiğini söyledi.

Lienen, futbolcuların kendilerine bakmaları gerektiğini, antrenman sonrası evine giden futbolcuların alkol almaları, sigara içmeleri ve tatlı yemeleri durumunda fiziksel olarak istenen duruma gelmelerinin mümkün olmadığını, bu nedenle yasakları getirdiğini bildirdi. HTSPOR

SAVIOLA BENFICA'DA



Portekiz Süper Lig takımlarından Benfica, Real Madrid'in forvet oyuncusu Javier Saviola'yı renklerine bağladı.

Benfica Kulübü'nden yapılan açıklamaya göre, 27 yaşındaki Arjantinli Saviola ile 5 milyon avro tutarında, 1 yılı opsiyonlu, 4 yıllık sözleşme imzalandı. İki sezon önce Barcelona'dan transfer edilen Saviola, bu sezon Santiago Bernabeu'da yeterince varlık gösterememiş, çıktığı 8 maçta 1 gol kaydetmişti.

Arjantin Milli Futbol Takımı'nda da forma giyen Saviola, 44 maçta rakip takımların ağlarını 12 kez havalandırdı. NTVSPOR

Maç Skoru

CANLI MAC SONUÇLARI İDDAA HABERLERİ SKORLARI FUTBOL HABERLERİ SPOR OLAYLARI BURADA